28 Şubat 2012 Salı

Bu gece...

Bu gece öyle yakınım ki ona... Öyle yakın; nefesini hissedebiliyorum, kokusunu duyumsuyorum, kalp atışlarını duyabiliyorum. Ve bir o kadar uzağım; dokunamıyorum, hissedemiyorum.

İçim acıyor, kalbim ağlıyor sanki... Ben asla ama asla sevdiğime sahip olamayacak olanım, asla ona ait olamayacak olan.

O ve ben, biz değiliz. Ben hiç kimseyim, varlığım yok, ben yokum.

Üşüyorum, titriyorum. İçlerinde kaybolmak istediğim kollarına bakıyorum da; keşke bedenimi sarsalardı şimdi, ısısını paylaşsaydı benimle.

Saçlarını okşamak istiyorum, üzerini örtmek bir de.  Ağlıyorum... ağlıyorum... ağlıyorum, hıçkıra hıçkıra ağlıyorum. Uyanmıyor; sesim bile yok, ulaşamıyor ona. Bir gün ulaşacak mı biri, bir başkası dokunacak mı tenine? Bana kimse dokunamıyorken, onun başkasına kendisini verecek olması, belki de sevecek olması garip geliyor, şaka gibi hatta, komik. Keşke sonsuzlukta bile benim olsaydı, dilediğimce sevseydim, özümseseydim onu. Keşke biz bir olsaydık; tek beden, tek ruh. Keşke biz, biz olsaydık...

Sabaha kadar ağlıyorum, gün ağarana kadar. İlk ışıkları izliyorum. O hala uyuyor, yalnızım, keşke güneşin bizi yavaş yavaş aydınlatıyor oluşunu paylaşabilseydik.

Pencere pervazında iki tane kumru görüyorum, bir ara pencereyi açıp onlara yiyecek bir şeyler veresim bile geliyor, dışarısı soğuk ve yağmurlu. Bir süre sonra gözden kayboluyorlar, onları bir daha görebilecek miyim diye merak ediyorum.

Saat ona doğru açıyor gözlerini, yataktan kalkıyor, duşa giriyor. Ben orada yokum, o yalnız ve hissiz; gün kadar soğuk ve yağmurlu. Hiçbir şey söylemiyorum, söyleyemem.

Nasıl da uzağım ben ona, nasıl da yabancıyım, hiç kimseyim ve hiçbir şey. Ne duygularım var, ne bedenim... Ne gözyaşlarım, ne tebessümlerim. Konuşamıyorum, sessizim, kelimelerden yoksun ve... ve yokum işte. Ben yokum. Baktığı ama göremediği yerdeyim.

Bazen aklıma düşüyor yanında olmadığım gecelerde, yanında olamadığım gecelerde, Sakar şey, hep düşüyor. Acaba o da beni düşünüyor mudur, diye sormadan edemiyorum, acaba aklına getiriyor mudur beni ya da belki istemsizce konuk oluyorumdur düşüncelerine. Aklında olmayı gerçekten çok isterdim, yaptıklarında ve baktıklarında beni aramasını, ve özlemesini...

Seviyorum onu, yanında olmayı. Her ne kadar o beni hissedemese de, onda olmayı seviyorum ben. Keşke o da bende olabilseydi... ve benim.


Üçüncü kitabım yazılıyor işte...

2 yorum:

  1. "o ve ben, biz değiliz." bu cümleyi çok beğendim.. lâkin yazının bütününü gördüğümde farklı kelimelerle aynı duyguyu işlemişsiniz... bu yazının hakkı iki kıta, bilemedin üç... güzel cümle kalabalığına boğmuşsunuz... masumca eleştri, kabul ederseniz...

    YanıtlaSil