13 Mart 2012 Salı

Yazamıyor olduğum gerçeğini yazıyorum

Ben bu aralar yazamıyorum pek. Öyle çok şey var ki aklımda, bir türlü tek bir noktaya, tek bir konuya kilitleyemiyorum kalemimi. Kelimelerim dağılıyor hep, başladığım cümleler istediğim yerde bitmiyor. Hep tanımsız ve anlamsız, sahipsiz satırlarımdakiler. 

Ne kitaplarıma ekleyebiliyorum ne deneme olarak paylaşabiliyorum kalemimden dökülenleri, not defterimde gelecekleri belirsiz bekliyorlar. Benden öyle çok parça ve duygu taşıyor ki kelimelerim, öyle çok bana aitler ki; kimse okusun, kimse beni bilsin istemiyorum. Korkuyorum, boş kağıtlara bakmaktan, mürekkebe yaklaşmaktan. Kendimi çok fazla anlatmaktan korkuyorum, hislerimi dışa vurmaktan. Ben tanınmaktan korkuyorum, insanların beni anlayabilecek olmasından...

Yazmam için boş olması gerekiyor aklımın, içimde kocaman bir hiçliğin kol gezmesi gerekiyor. Cümlelerime girmem, yeni kimlikler bulmam, yeni karakterler yaratmam gerekiyor. Bana ait olmayan bir hayatı yaşamam, gerçek olmayan insanları sevmem, hissetmediğim duygularla ağlamam gerekiyor. Benim, ben olmamam gerekiyor...

Hiç çözülemeyecekmiş gibi görünen bir karmaşıklık içerisindeyim. Düşüncelerim düğüm olmuş gibi, aklıma kargaşa hakim. Ben bu aralar bir türlü benliğimden çıkıp başkası olamıyorum, kimliksiz kalamıyorum. Bu aralar hissettiklerim daha yoğun olduğundan mı yoksa uçucu olduklarından mı bilinmez, kazıyamıyorum içimden.

Ben yazamıyorum, bu aralar yazamıyorum. Bu yüzden yazamadığımı yazdım çünkü ben aslında hep yazıyorum, her dakika ve her yerde...  


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder